Kime Hangi Ameliyat?

İlk ameliyat seçeneği olarak “by-pass” yöntemleri ise çok nadiren ve sadece vücut kitle indeksi 60’ın üstündeki (süper süper obezite), ya da uzun süredir insülin alan çok eski tip 2 diyabet varlığında kullanılmaktadır.

Bu amaçla da yıllar boyu bir altın standart olarak kabul edilmiş “mide-bypass’ı” (gastric by-pass) ameliyatı tacını “birincil” olgularda “tüp mide”, “ikincil” olgularda ise “duodenal switch” ameliyatına devretmiş durumdadır ! Zamanımızda birincil cerrahi seçenek olarak mide by-pass’ı giderek azalan oranlarda uygulanmaktadır, ve hatta çoklarınca terk edilmiştir. Bunun en önemli nedeni ise geri kilo alma oranlarının “tüp mide” ‘den çok farklı olmaması ve buna karşın geri kilo alımı olduğunda by-pass girişiminin başka bir ameliyata dönüştürülmesindeki aşırı teknik zorluklar ve HATTA imkansızlıklardır. Öte yandan kilo kaybı ve şeker üstüne benzer etkileri olan “tüp mide” girişimi; uzun yıllar sonra başarısız da olsa, rahatlıkla herhangi bir başka ameliyata dönüştürülebilmektedir. Hatta ikinci kez bir tüp mide ameliyatı (re-sleeve) bile yapılabilmekte ve halen son kurşun (by-pass yöntemleri) daha ileride kullanılmak üzere ileri bir tarihe saklanabilmektedir.

Mide by-pass’ının anatomik bir girişim olmayışı, büyük bir mide bölümünün çıkartılmadan “kör” biçimde geride bırakılması, bunun yol açtığı “endoskopi” yapılamama problemi ve başarısız olunduğunda bir başka girişime çevrilmesindeki zorluklar bir zamanlar konunun “altın standardı” olarak kabul görmüş bu girişimin anlam ve önemini değiştirmiştir. Örneğin kliniğimizde mide – by pass’ı artık sadece önceden başarısız olmuş bir tüp mide ameliyatlısına ikinci ameliyat seçeneği olarak önerilebilmekte ve bunu dışında hemen hemen artık hiç kullanılmamaktadır.

Dolayısı ile bir morbid obezite hastası özellikle genç biri ise, tek ameliyatla konunun çözülemeyebileceğini ve ileride bir ikinci girişime gerek duyulabileceğini iyi bilmeli ve cerrahi ekiple de bu bilinçle konuşmalıdır. Bu bağlamda “tüp mide” girişimi özellikle ilk kez şişmanlık ameliyatı olacak olgularda artık bir yeni “ALTIN STANDART ” olarak kabul edilebilir.

Mide-bypass’ı yöntemi ise bazı ikincil olguların tedavisinde halen geçerliliğini koruyan , önemli, fakat “duodenal switch” ameliyatı çıktığından bugüne çok daha nadiren ve sadece özel koşullarda uyguladığımız bir ameliyat olmuştur diyebiliriz.

Öte yandan ilk girişimin başarısız olup, ikinci kez bir şişmanlık ameliyatı olunacağında; by-pass yöntemleri hali ile başı çekmektedir ve bu “sekonder (ikincil) ” olguların tedavisinde en sık başvurduğumuz ameliyatlardır.

Sonuç olarak hangi hastaya hangi ameliyatın yapılacağı kararı büyük ölçüde hastaya ait bir dizi özellik ile ilgilidir :

  • Önceden herhangi bir şişmanlık ameliyatı uygulanıp uygulanmamış olması bu kararda birincil derecede önemlidir.
  • Tip 2 şeker durumu ve hastanın yaşı da bu kararı etkiler.
  • Son olarak da; ekibin deneyimi de bu seçimde rol oynar.

Dolayısı ile cerrahi ekibin hem konunun tüm felsefesine hakim olması ve hem de tüm bariatrik prosedürleri bilmesi ve mükemmel biçimde uygulayabilir olması da bir ön koşuldur.

Özet olarak bir morbid obezite hastası ile karşı karşıya geldiğimizde, eğer ameliyat tedavisine engel özel bir durum da yoksa; hastaya ait tüm özellikleri bir bir ortaya koyup , hastanın kendisi ile de tüm tedavi seçeneklerinin artı ve eksilerini tartışarak en uygun girişim “özenle” planlanmalıdır.

Ameliyat, size tek başınıza başaramayacağınız kilo hedefinize ulaşmaya yardım ediyor.

Bu başarıyı, sağlıklı bir şekilde sürdürebilmenizde profesyonel ekibimiz, size ömür boyu destek sunuyor.

Amacımız; sizi her daim sağlıklı, mutlu ve fit görmek.